Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’ın cansız bedeni 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde bulundu. Kardeşinin ölümüyle ilgili araştırma talep eden Baran Güran, Diyarbakır Barosu’ndan hukuki destek istedi.
Baran Güran’ın, kardeşinin ölümünün aydınlatılması için başvurusu, minik Narin’in öldürülme ve cenazesinin kaybolma sürecinde önemli bir adım olarak görülüyor. Ağabey Güran’ın talebi, Tavşantepe’de yaygın bir sır haline gelen trajik olayın soruşturulması için önem taşıyor.
Baran Güran’ın başvurusu, Halktv muhabiri Ferit Demir tarafından kamuoyuna duyuruldu. Güran, kardeşinin öldürülmesi ve cenazenin kaybolması konusunda tüm sorumluların tespit edilerek cezalandırılmasını ve adaletin sağlanmasını istiyor.
Baro tarafından yapılan açıklamada, Narin dosyasını yakından takip eden Baran Güran’ın müşteki sıfatıyla soruşturma dosyasına dahil edildiği belirtildi. Barış Güran’ın adli süreçte aktif rol alması, olayın detaylarının aydınlatılmasına katkı sağlayabilir.
Baran Güran’ın yardım talebi, “Ankara’da Omerta Yasası” konulu yazıyla birlikte değerlendirilebilir. Bu yasa, Adalet Bakanlığı ve CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre tarafından ele alınıyor, somut adımlar atılmaya çalışılıyor.
Adalet Bakanlığı ve CHP arasında benzer yaklaşımlar olduğu belirtiliyor. Tanıklık sürecinin önemi vurgulanırken, mevcut yasal boşlukların kapatılması için çalışmalar sürüyor.
Sezgin Tanrıkulu, tanıklık sürecini iki açıdan ele alıyor. 5237 sayılı TCK’da yer alan hüküm ve tanık hakları üzerinde durarak, yargı sürecinin şeffaflığını ve doğruluğunu sağlamaya çalışıyor.
Sivil toplum örgütleri ve hukukçular, adli yargılama süreçlerine ilişkin çözüm önerileri sunuyor. Daha etkili, hızlı ve adil yargı için çalışmaların sürdüğü görülüyor.
Av. Mehmet Gün liderliğindeki çalışmalar, yargı sistemine iyileştirmeler getirmeyi amaçlıyor. Bu çabalar, toplumda daha iyi bir yargı sistemi oluşturmayı hedefliyor. Yasal düzenlemelerin yanı sıra insan hakları aktivistleri de sürece destek veriyor.
Av. Gün, Türkiye’nin demokrasi sorunlarını ele alan kitaplarıyla dikkat çekiyor. Hukukun üstünlüğü ve hesap verebilir kurumların önemine vurgu yaparak, toplumda güvenilir bir yargı sisteminin oluşturulmasını savunuyor.