Babam, Kara Harp Okulu mezunuydu. Sınıf birincisi olarak üniformasını giyip kılıcını kuşanmıştı. O kılıç onun için en büyük gurur kaynağıydı ve bana bıraktığı en büyük mirastı. Teğmenlik konusundaki tartışmaları dinlerken onun mirasını ve anlattıklarını hatırlıyorum. Acaba yaşasaydı ne derdi diye düşünmeden edemiyorum.
Teğmenlik konuşulunca aklımıza Mehmet Ali Çelebi geliyordu. Onun hikayesini hatırlarken duygulardan nemleniyordum. İktidar destekli Gülen Cemaati kumpasıyla karşı karşıya kalan o genç ve nişanlısıyla yaşadığı zor günleri hatırlıyorum. Sonrasında politik tercihinin değişmesiyle yaşadığım hayal kırıklığını unutamıyorum. Neyse ki artık “teğmen” dendiğinde aklıma o gelmeyecek. Mezuniyet töreninde kılıçlarını çeken genç teğmenlerin geleceği umut vaat ediyor.
Tarih onları hatırlayacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İmam Hatipliler kurultayında söylediklerini hala hatırlıyorum. Genç teğmenlere ve ordunun millete aidiyetine vurgu yapan sözleri hala kulağımda yankılanıyor. “Ordumuzun tekrar yıpratılmasına izin vermeyiz” diyerek gençlerin önemine dikkat çekmesi unutulmaz bir anı olarak kalacak.
Atatürkçü gençlerin ve subayların temizlenmeye çalışılması çabaları akıllara durgunluk veriyor. FETÖ’nün başarısızlığına rağmen temizleme çabalarının devam etmesi düşündürücü. Bahçeli’nin milliyetçilik vurgularına karşın yaptığı açıklamalar insanı şaşırtıyor. Ayrılık ve bölünme korkusuyla söylediği sözler, Atatürk’ün ilkelerine sadakatin ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor.
Sarayın şeriat yanlısı isimlerine, taraftarlarına karşı bir sözüm yok. Ancak milliyetçilik üzerinden siyaset yapan isimlerin yaptıkları çelişkiler düşündürücü. Bahçeli’nin sözlerindeki korku ve endişe, ülkenin temel değerlerine olan sadakatin sorgulanmasına neden oluyor. Bu durumda, temizlik çağrılarıyla nereye varılacağı merak konusu.
Erdoğan, Bahçeli ve taraftarlarının gençler üzerinde oluşturduğu baskı ve tehdit, toplumda bölünmeye neden olmaktan başka bir şey yapmıyor. Gençlerin ve teğmenlerin Atatürk’ün izinden gitme isteği, ülkenin geleceği açısından umut verici bir gelişme. Özgürlük, bağımsızlık ve çağdaş yaşam talepleri, ülkenin gerçek bir geleceği için temel bir yapı taşı olarak görülmeli.