Türkiye içinde teknolojik gelişmelerle adından söz ettirmeye devam ederken, dışarıda teröristlerin içeri girmesine engel olamıyoruz. İçeride F-16’ların yerini alabilecek ‘Kaan’ uçağını ve ağır sınıf taarruz helikopterlerini geliştireceğiz, ancak PKK’lıların terör eylemlerine engel olamıyoruz.
İçeride ülkemizi koruyan teknolojik ilerlemeler yapılırken, dışarıda güvenlik zafiyeti gözleniyor. Geçmişte Ankara’ya gelen PKK’lıların eylemleri, istihbarat ve güvenlik açığı olduğunu gösteriyor. Bu durum ciddi bir endişe kaynağı.
Ankara’da gerçekleşen saldırıda teröristlerin beş gün önce geldikleri iddia ediliyor. Ancak, nasıl ve hangi yollarla geldiklerini, nerede kaldıklarını net bir şekilde tespit etmek mümkün değil. Buna benzer terörist saldırıları önlemek için güvenlik ve istihbarat alanında daha etkin çalışmaların yapılması gerekiyor.
PKK’lılar, TUSAŞ’a saldıracakları G-1 kapısına yolda bir güvenlik bariyeri olduğunu biliyorlardı ve bu bariyer çoğunlukla açık oluyordu. Bu zaafiyeti bilen teröristler, içeri sızarak bir güvenlik görevlisini şehit etti ve içeride korku ve kaos oluşturdu.
G-1 kapısında, teröristlerin saldırısı gerçekleşmeden Özel Harekat’çıların müdahalesi ile önlenen bir katliam yaşandı. Ancak bu durum, içerideki güvenlik zafiyetini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Özel güvenlik görevlilerinin uzaklaşması ve teröristlere karşı yeterince müdahale edememesi endişe vericidir.
Teröristlerin içeri girmesi durumunda büyük bir facia yaşanabilirdi. Ancak güvenlik güçlerinin hızlı ve etkili müdahalesi sayesinde daha büyük bir trajedi önlendi. Ancak bu durum, içeri giren teröristlerin potansiyel tehlikelerini gözler önüne sermektedir.
TUSAŞ çalışanları, yaşadıkları dehşeti ve kıyameti anlatırken, güvenlik zaafiyetinin varlığından bahsettiler. Bu durum, güvenlik önlemlerinin yetersizliği ve terörist saldırılara karşı hazırlıksızlık konusunda endişelere yol açmaktadır.
Uyuşturucu ticareti yapan kişiler arasında bulunduğu iddia edilen MHP Niğde Milletvekili Cumali İnce’nin yeğenine verilen hapis cezası, düşündürücü bir durumu ortaya koyuyor. İçinde bulunduğumuz koşullarda uyuşturucu ticaretinin artması ve siyasetçilerin böyle olaylara karışması toplumsal bir sorunun işaretidir.
Niğde’de yaşanan çocuk ölümleri ve şiddet iddialarının yakın takibe alınması gerekiyor. Bir rehabilitasyon merkezinde yaşanan olumsuz olaylar, ciddi şekilde ele alınmalı ve gereken adımlar atılmalıdır. Bu tür olayların tekrarlanmaması için gerekli tedbirlerin alınması önem arz etmektedir.
