ODTÜ Teknokent’te TÜBİTAK desteğiyle geliştirilen teknoloji, çocukların göz hareketlerini analiz ederek disleksi tanısına erken evrede karar vermeyi sağlıyor. Projenin Ar-Ge Direktörü, Sabancı Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kürşat Çağıltay, göz hareketlerini takip teknolojisiyle ilgili çalışmalar yürüttüklerini ifade etti.
Geçmişte özel eğitim alan bireyler için yapılan çalışmaların ardından, son dönemde ODTÜ Teknokent’te disleksi tanılama sistemi geliştirildi. Çağıltay, disleksi tanısının erken konulmasının önemine vurgu yaparak, çocukların eğitim hayatlarının başarılı olabilmesi için okumada rahat olmaları gerektiğini belirtti.
Avrupa’da disleksi tanısı alan çocukların oranının yüzde 10 olduğu bilgisine değinen Çağıltay, Türkiye’de bu oranın daha düşük olduğunu ve uzman sayısının da yetersiz olduğunu dile getirdi. Yapılan araştırmalara göre, disleksi tanısı konmamış çocukların eğitim süreçlerinde yaşadığı zorlukların önemli olduğuna dikkat çekti.
Geliştirilen disleksi tanılama sistemi, çocukların okuma sırasındaki göz hareketlerini analiz ederek hızlı bir şekilde tanı koymayı sağlıyor. Bu sayede tanı süreci kısalıyor ve müdahale süreçlerine erken evrede geçilebiliyor. Çağıltay, yapılan taramalar sonrasında ilgili uzmanlara yönlendirilerek hızlı bir şekilde müdahale programları başlatılabildiğini belirtti.
Türkçe dilinin özelliklerine uygun olarak geliştirilen sistem, çocukların disleksi riskini erken dönemde belirleyerek doğru müdahalelerin yapılmasına olanak sağlıyor. Yapay zeka algoritmaları sayesinde göz hareketlerinin analiz edilmesi ve disleksi riskinin yüzdelik oranlarının belirlenmesi mümkün oluyor.
Eyesoft Genel Müdürü Sevilay İmre, göz izleme teknolojileriyle elde edilen verilerin çocukların okuma performansları hakkında önemli ipuçları verdiğini belirtti. Normal gelişim gösteren çocuklar ile disleksi veya düşük okuma başarısı gösteren çocuklar arasındaki farkların tespit edilmesine yardımcı olan bu teknoloji, doğru tanı ve müdahale süreçlerinin planlanmasında büyük rol oynuyor.
İmre, tanılama sistemini Türkiye genelinde yaygınlaştırarak disleksi popülasyonunu belirginleştirmeyi ve buna yönelik hedefler belirlemeyi amaçladıklarını ifade etti. Okuma güçlüğünün farklı bir öğrenme şekli olduğunu vurgulayan İmre, sistemin rehabilitasyon süreçlerine de katkı sağlayabileceğini belirtti.