UNESCO’nun İnsan ve Biyoküre Programı Ulusal Koordinasyon Konseyi kararıyla 29 Haziran 2005’te “Biyosfer Rezervi Alanı” ilan edilen Camili Havzası, yağmur ormanları, endemik bitkileri, şelaleleri, saf Kafkas arısı, tarihi camileri ve kültürel zenginliğiyle dikkat çekiyor.
Türkiye-Gürcistan sınırında bulunan Camili Havzası’nda Uğur, Düzenli, Camili, Kayalar, Efeler ve Maral köylerinde 23’ü endemik olmak üzere 990 bitki türü tespit edildi.
Osmanlı döneminde inşa edilen Camili ve Maral köyündeki renkli İremit Camisi ile Maral Şelalesi, bölgeye gelen ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Ardahan Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Leman Albayrak, Camili’de eko turizmin potansiyelini araştırdıklarını ve kültürel ekolojik geziler düzenlediklerini belirtti.
Albayrak, bölgedeki biyolojik çeşitliliği gözlemleyerek etnobotanik mirası yerel halkla paylaştıklarını söyledi.
Ankara’dan gelen Meltem Kavurmacıoğlu, Camili’de bulunmaktan ve yöresel lezzetleri deneyimlemekten mutluluk duyduğunu paylaştı.
Doğa eğitimi uzmanı Tuğba Can, Camili’nin biyosfer rezerv alanı olarak Türkiye’nin en özel yerlerinden biri olduğunu belirtti ve bölgeyi keşfetmeyi heyecan verici buldu.
Sinop Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Umut Cafer Karadoğan ise Maral Şelalesi’nin Doğu Karadeniz’in en güzel doğa harikalarından biri olduğunu vurgulayarak, Camili Havzası’nın ekolojik zenginlik açısından önemine dikkat çekti.
