Türkiye’de son zamanlarda kadın cinayetlerinde kayda değer bir artış yaşanıyor. Ekim ayının ilk altı gününde, 7 kadın eşleri, eski eşleri veya sevgilileri tarafından öldürüldü. Kadın cinayetlerindeki artışın arkasında yatan sebeplerin birçoğu günlük hayatta şiddetin yaygınlaşmasıyla ilgili. Bu artışta, kadınla erkeği eşit görmeyen erkek egemen yapının etkisi büyük. Bu feodal yapı hala birçok ailede, toplum kesimlerinde ve hatta bürokraside etkisini sürdürüyor.
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu’nun etkili bir şekilde uygulanmaması da artışta etkili. Devletin kadınları korumada yetersiz kalması ve gerekli önlemleri almaması da önemli bir faktör. Eğitim sisteminde kadın-erkek eşitliğini esas alan bir yaklaşımın olmaması da sorunun önemli bir parçası. Ayrıca, kadını ikinci sınıf gören tarikat ve cemaatlerin iktidar ortağı olması da artışta etkili.
Cezasızlık da kadın cinayetlerinin artmasında bir diğer etken. Kadın katillerinin mahkemede saygılı davrandığı gerekçesiyle “iyi hal indirimi” alması cezasızlık algısını güçlendiriyor. Bireyler arasında silahlanmanın artması da kadın cinayetlerine zemin hazırlıyor. Ruhsatsız silah edinmenin kolaylığı ve ciddi denetim eksikliği bu konuda sorun oluşturuyor.
Kadın cinayetlerini ve kadına şiddeti önlemek için kadın haklarını savunan sivil toplum kuruluşlarının desteğe ihtiyacı var. Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu gibi kuruluşlarla kadın derneklerinin ve siyasi parti kadın kollarının dayanışma içinde çalışmaları önem taşıyor. Bu örgütlerin sunduğu önerilerin hayata geçirilmesi büyük bir önem arz ediyor.
EŞİK’in gündeme getirdiği öneriler, önemli bir başlangıç noktası olabilir. Bu önerilere dikkat çekmek gerekirse; İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükte olduğunun ve etkin bir şekilde uygulanması gerektiğinin altı çizilmeli. Kadına karşı şiddetle mücadele yasasının etkin bir biçimde uygulanması da gerekiyor. Ayrıca, 7 gün 24 saat çalışan, kadınlara özel ve ücretsiz bir AloŞiddet hattının açılması da acil bir gereklilik olarak karşımıza çıkıyor.
Kadın cinayetlerini durdurmak ve kadına şiddeti engellemek adına önerilerin hayata geçirilmesi, toplumsal bir sorumluluk gerektiriyor. Bu önerilere uyulması ve kadın haklarını savunan örgütlerin desteğinin artmasıyla, kadın cinayetlerinin ve kadına şiddetin önüne geçilebilir.
