Ülkenin durumu ele alındığında pek çok kişinin artık umudunu yitirdiğini biliyorum. Ekonomik durumun düzelmesi için iktidarın değişmesi gerektiğini biliyorum. Ancak, Erdoğan’ın çekilmeden ekonomik düzelmelerin olmayacağını biliyorum. Enflasyonun düşmesi, hayat pahalılığının azalması ve yoksulluğun son bulması için önemli adımlar atılmalı.
Kurtuluş reçetesi bellidir; hemen seçim yapılmalıdır. Müjdat Gezen ve Cavit Çağlar gibi önemli isimler de artık erken seçim talep ediyor. Ancak, Erdoğan’ın bu şartlarda erken seçime sıcak bakmayacağı aşikardır. CHP Genel Başkanı’nın 2025’in sonbaharını işaret etmesi de durumu değiştirebilir.
2025’in sonbaharına kadar Erdoğan’ın önünde uzun bir süre bulunmaktadır. Ancak, bu süre içerisinde siyasi dengeler değişebilir, beklenmedik gelişmeler yaşanabilir. Bu süre zarfında ekonomik durumun da daha da kötüleşeceği öngörülmektedir.
CHP’nin 2025’te seçim yapılması konusunda net bir tutum sergilemesi, Erdoğan’ın yeniden aday olmasına engel olabilir. Ancak, bu içinse 360 oy gerekmektedir. Cumhur İttifakı dışından destek bulması durumunda erken seçime gidilebilir.
Erken seçim her ne kadar cazip gözükse de, CHP seçmeninin fikir ayrılıklarını göze alması gerekecektir. Siyasetteki dengeleri dikkate alarak, Erdoğan’ın en uygun zamanı bulana kadar seçime gitmeyeceği tahmin edilebilir. Ancak, sokaklarda artan protestolar ve talepler belirleyici olabilir.
Özgür Özel’in çağrısıyla hareketlenen sokaklarda bir heyecan dalgası hissediliyor. Ancak, seçim kararının alınması için henüz erken olduğunu söylemek yanlış olmaz. 2025’e kadar seçim olmasını beklemek gerçekçi bir yaklaşım olabilir.ancak, seçimin yakın bir zamanda gerçekleşeceğini tahmin etmek zor olabilir.
Herkesin beklentilerini karşılamak her zaman mümkün olmayabilir. Gelecek günlerin ne getireceğini tahmin etmek ise oldukça güçtür. Sabahattin Ali’nin sözlerinden esinlenerek, belirsizliklerin ve zorlukların devam edebileceği bir süreçten geçtiklerini söyleyebilirim.